Osteoporoz yaşlanma sürecinde adım atar, sadece osteoporozu durdurmak ve yavaşlatmak için kullanılabilecek önleyici vitaminler ve mineraller vardır. İşte osteoporozu iyileştirmek için en iyi 4 gıda.
Osteoporoz, hastaları ufak darbelerin bile niçin olduğu kırıklara yatkın hale getiren, değişen kemik yapısı ile düşük kemik yoğunluğudur. Osteoporoz, yaşlanma süreciyle ilişkili organik bir süreçtir.
Yaşam boyu, kemikler devamlı olarak yeni kemik inşa edebilmek için parçalanır ve tekrardan oluşturulur. Sadece 30 yaşından itibaren kemiklerin yapımı artık parçalanma hızı kadar süratli olmaz.
Osteoporoz, hanımlarda yaygındır ve cinsiyet hormonlarında azalma ile ilişkilidir. Mesela, osteoporoz tipik olarak menopozdan sonrasında tehlikeli olmaya adım atar. Hanımlarda, östrojen seviyelerindeki düşüş sebebiyle menopozdan sonrasında kemik hacmi kaybı hızlanır, bu yüzden osteoporoz ilk olarak menopoz sonrası hanımefendileri etkisinde bırakır.
Erkeklerde testosteron (adam cinsiyet hormonu) üretimi 30 yaşından sonrasında yalnız ufak ve kademeli bir azalma gösterir, bu yüzden erkeklerde osteoporoz hanımefendilere nazaran daha geç ve daha ufak bir oranda ortaya çıkar. Bu hem de adamların çoğu zaman kadınlardan daha yüksek bir kemik kütlesine haiz olması sebebiyle de olur.
Osteoporoz için risk faktörleri
Osteoporoz riski, büyük seviyede ferdin 35 yaşına kadar ne kadar kemik hacmi kazandığına ve sonrasında kemik kütlesini ne kadar acele kaybetmeye başladığına bağlıdır. Maksimum kemik hacmi ne kadar büyük olursa, yaşlılıkta kemik kaybının osteoporoz aşamasına ilerlemesi o denli azca ihtimaller içindedir.
Sıhhatli kemik oluşumu, rejimde kafi D vitamini ve kalsiyum gerektirir. D vitamini, kalsiyumun bağırsaktan emilmesi için gereklidir ve kalsiyumun kendisi, kemiğin bir bileşeni olmasının yanı sıra, kemik oluşumunu uyarır. Yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımı osteoporoz riskini artırır.
Osteoporozun niçin olduğu kırıklar hanımlarda erkeklere nazaran iki kat daha sık görülür. Bunun sebebi, hanımefendilerin esasen daha düşük kemik kütlesine haiz olmaları, daha uzun yaşamaları ve 45-55 yaşları içinde menopoza girmeleridir. Sadece 75 yaşın üstünde osteoporoz hanımlarda olmasıyla birlikte erkeklerde de yaygındır.
Osteoporoz için risk faktörleri şunlardır:
Yaş
Bir şahıs ne kadar yaşlıysa, kemikleri o denli zayıftır ve osteoporoz riski o denli yüksektir.
Genetik
Osteoporoz riski ailesel birikimle de ilişkilidir. Osteoporozlu bir ebeveyniniz yada kardeşiniz var ise, bilhassa osteoporoz kırıklarla ilişkiliyse riskiniz de daha yüksektir.
Vücut şekli
Zayıf yada kısa boylu hastalar, daha düşük kemik kütlesine haiz oldukları için daha yüksek bir osteoporoz riskine haizdir.
Sigara içmek
Sigara içmenin osteoporoz gelişimindeki görevi tam olarak açık değildir, sadece sigara, östrojen üretimini baskılayarak ve kalsiyum emilimini azaltarak kemikleri zayıflatır.
Cinsiyet hormonlarının miktarı
Ferdin kemikleri ne kadar oldukca cinsiyet hormonuyla karşılaşırsa, osteoporoz riski o denli azalır. Hanımlarda erken tane görme, tertipli adetler ve geç menopoz riski azaltmaktadır. Menopoz öncesi yumuralıkların alınması osteoporoz riskini artırır. Ortalamanın altında testosteron seviyelerine haiz erkekler de yüksek risk altındadır.
Beslenme, sindirim ve emilim bozuklukları
Anoreksiya nervoza (aşırı zayıflık) yada bulimia (anormal aşırı yeme ve arkasından sık kusma) olan kişilerde osteoporoz riski artar. Midenin mühim bir bölümünün ameliyatla alınması, iltihaplı bağırsak hastalıkları (mesela Crohn hastalığı ) vücudun kalsiyumu emme kabiliyetini de azaltabilir.
Steroidler
Steroid ilaçların (örn. prednizon, kortizon, prednizolon, deksametazon) uzun soluklu kullanımı kemiklere zarar verebilir. Bu ilaçlar çoğu zaman astım, romatoid artrit ve sedef hastalığını tedavi etmek için kullanılır. Uzun soluklu steroid tedavisine ihtiyacınız var ise, doktorunuzla devamlı olarak kemik yoğunluğunuzu denetim etmeniz ve kemik kaybı durumunda buna karşı zamanında tedbir almanız önemlidir. Vücudun steroid hormonlarını aşırı ürettiği Cushing hastalığı, ilaç kullanımına bağlı olarak benzer bir duruma yol açmaz.
Tiroid ve paratiroid hiperaktivitesi
Fazlaca fazla tiroid hormonu (tiroksin) ve paratiroid hormonu (paratiroid hormonu) da kemik yitirilmesine niçin olabilir.
Diüretikler
Vücutta aşırı sıvı tutulmasını tedavi eden ilaçlar (diüretikler) sık kullanıldığında böbrekler yöntemiyle kalsiyum kaybını artırarak osteoporoza niçin olabilir.
Öteki ilaçlar
Heparin, metotreksat ve bazı anti epileptik ilaçlar ile alüminyum içeren antasitler de kemik yitirilmesine yol açabilir.
Meme kanseri
Meme kanseri olan hanımefendiler, bilhassa kemoterapi alıyorlarsa, aromataz inhibitörleri (mesela östrojen üretimini engellemiş olan anastrozol, letrozol, eksemestan) alıyorlarsa yada menopoz sonrası iseler osteoporoz riski yüksektir.
D vitamini eksikliği ve düşük kalsiyum alımı
D vitamini eksikliği yada düşük kalsiyumlu rejim, kemik oluşumunu engellediği ve düşük kemik yoğunluğuna yol açmış olduğu için osteoporoz gelişiminde mühim bir rol oynar.
Hareketsiz yaşam seçimi
Fizyolojik olarak etken çocuklar (kafi oranda D vitamini ve kalsiyum tüketirlerse) daha yüksek kemik yoğunluğuna haizdir. Her türlü egzersiz etkilidir. Yaşam boyu hareket etmek her yaşta kemik kütlesini artırabileceğinden oldukca önemlidir. Halihazırda gelişmiş osteoporoz durumunda, hareket miktarı elbet dikkatli bir halde artırılmalıdır.
Alkol kullanımı
Erkeklerde alkolizm, osteoporozun önde gelen sebeplerinden biridir. Aşırı alkol tüketimi kemik oluşumunu azaltır, kalsiyumu emme kabiliyetini negatif etkisinde bırakır ve alkolün idrar söktürücü etkisinden dolayı kalsiyum yitirilmesine niçin olur.
Osteoporoz tedavisi için 2 vitamin ve 2 mineral
Osteoporoz sürecini yavaşlatabileceğimiz besinler vardır ve bunlar ek olarak osteoporoz tedavisine destek sunar.
İşte osteoporoz tedavisi için 2 vitamin ve 2 mineral.
Kalsiyum
Vücutta en fazla kalsiyumu kemikler ihtiva eder. Vücutta bulunan kalsiyumun yüzde 99’u kemiklerde depolanır.
Kalsiyum birçok biyokimyasal ve metabolik süreçte yaşamsal bir mineraldir. Mesela kalbin sıhhatli emek vermesi, sıhhatli ve kuvvetli kemik yapısı, kas kasılması, hormon üretimi vb. için kalsiyum lüzumlu bir elementtir. Kanda kafi kalsiyum yoksa, vücudun bu yaşamsal süreçler için kullanabileceği kalsiyum kemiklerden ve dişlerden alınır.
Kalsiyum eksikliğine neden olan nedenler içinde kafi kalsiyumun alınamadığı yanlış beslenme, emilim bozuklukları, bağırsak sorunları, bir besin alerjisi sebebiyle kısıtlayıcı bir rejim uygulamak zorunda kalmak ve kalsiyum kullanımını azaltan bazı ilaçlar bulunur.
Günlük kalsiyum ihtiyacı ortalama 1200 mg’dır. Kalsiyum açısından varlıklı besinler içinde süt, yoğurt, somon balığı, peynirler, yumurta, lahana ve brokoli şeklinde koyu yeşil yapraklı sebzeler, badem, soya sütü, susam, chia, baklagiller ve tahıllar bulunur.
D3 vitamini
D3 vitamini, kemik yapısının kuvvetli ve kemik hacminin kafi olması için gereklidir ve kemiklerin olgunlaşmasını destek sunar.
Kalsiyumun doğru kullanımı için D3 vitamini birkaç değişik yönden gereklidir. Kalsiyumun bağırsaktan emilmesi için D3 vitamini gereklidir. D3 vitamini paratiroid hormonu ile beraber kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler. D3 vitamini ek olarak böbreklerden kalsiyumun geri emilimini de destek sunar (kanımızda dolaşan kalsiyumun bir çok burdan gelir).
D3 vitamini açısından varlıklı besinler içinde süt, yoğurt, peynir, tereyağı, ton balığı, somon, uskumru, çeşitli mantarlar, karaciğer ve yumurta sarısı bulunur.
K2 vitamini
K2 vitamini, kalsiyumu kemiklere taşıyan ve kemik mineralizasyonunu düzenleyen protein olan osteokalsini aktive eder. K vitamini, kemik kaybını ve kemik oluşumunu düzenlemeye destek sunar.
Ek olarak K vitamini, kan damarlarında ve öteki dokularda fazla kalsiyum birikmesine izin vermez, bu yüzden arterioskleroz tedavisine de katkıda bulunur.
K2 vitamini ek olarak D3 vitamini ile beraber çalışır, kemik sağlığı ve osteoporoz tedavisi için birbirlerinin işleyişini destek sunar.
K2 vitamini açısıdan varlıklı besinler içinde brokoli, kuşkonmaz, fasulye, bezelye, yumurta, domates, süt ve süt ürünleri ve böğürtlen bulunur.
Magnezyum
Magnezyum eksikliği kemik sağlığını çeşitli şekillerde etkisinde bırakır ve magnezyum bu yüzden osteoporoz tedavisi için gereklidir. Sadece osteoporoz denilince magnezyum nadiren akla gelir.
Fosfat, kalsiyum ile beraber hidroksiapatit formunda birleştirilir ve dişlerin ve kemiklerin uygun şekilde sert ve dayanıklı olmasını sağlar. Bu hidroksiapatit mekanizması, mineralin kemiklere dahil edilmesini azalttığı ve kemiği tahrip eden hücrelerin (osteoklastlar) işlevini uyararak kemik metabolizmasını artırdığı için magnezyum eksikliği ile değiştirilir.
Magnezyum eksikliği paratiroid hormonu ve D vitamini etkileyerek kalsiyum dengesini bozar ve bu durum hipokalsemiye (kalsiyum eksikliği) yol açabilir.
Magnezyum eksikliğinde kemik döngüsünü ve osteopeniyi kısaca kemik yoğunluğunun azalmasını uyaran inflamatuar sitokinlerin sayısı artar.
Magnezyum açısından varlıklı besinler içinde kabak çekirdeği, keten tohumu, susam, badem, kaju, yer fıstığı, pazı, kabak, ıspanak, brokoli, salatalık, kereviz, mercimek, fasulye ve nohut bulunur.