Son dakika: İstanbul’da bugün tüm gözler Saraçhane’deki “Ekrem İmamoğlu’na destek” mitingine çevrilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında ‘ahmak davası’nda verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası ve ‘siyasal yasak’ sonucu sonrası, 6’lı masayı oluşturan liderler bugün İstanbul’a geldi. İBB binası önünde devasa bir sahne kurulurken, gözler liderlerin yapacağı açıklamalara çevrilmişti. Tek tek kürsüye çıkan liderlerden ortak ‘umutsuzluk yok’ mesajı geldi.. Kalabalık bir katılımın olduğu görülen buluşmaya Mutluluk Partisi Temel Karamollaoğlu sıhhat sorunları sebebiyle katılamadı. Mitingteki en dikkat çeken anlamış olur ise İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Ekrem İmamoğlu için, “Artık 16 Milyon İstanbullunun haricinde 85 Milyon Türkiye’nin de seninle bulunduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullanımı oldu. İşte detaylar…
ALANA İLK GELEN LİDER KILIÇDAROĞLU OLDU
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile alakalı kararın açıklanmış olduğu gün Almanya’da olan Kemal Kılıçdaroğlu bazı kesimler tarafınca eleştirilmişti. Saraçhane’deki miting alanına ilk gelen isim Kılıçdaroğlu oldu. Onun arkasından gelen liderler İYİ Parti lideri Meral Akşener, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal oldu.
EKREM İMAMOĞLU: SİZ NE DERSENİZ O OLUR
“Millet İradesi” mitinginde ilk olarak kürseye çıkan Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“Siz ne derseniz o olur. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle sizinle ne alıp veremediği var. Oyunuzu saymadılar. 4 oy pusulasından 3’ü geçerli, Büyükşehir Belediyesi için kullandığınız oy geçersizdir dediler. Tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler. Seçimi yenilediler.
Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine eskiden bizlerden bigün ilkin kamu bankalarından bol miktarda kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3 buçuk senedir bankalardan bir kuruş vemiyorlar.
Hepimizin oldukca yakından bilmiş olduğu, eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları İBB alırdı. Artık taksi kararları İstanbul’dan değil Ankara’dan alınacak diyorlar. Daha garip şeyler var. Sözgelişi bu oldukca gülünç. Eskiden Seyahat Parkı’nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine aitti. Yok dediler, Seyahat Parkı artık vakfa ilişkin olacak, biz yöneteceğiz dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim. Siz ne yaptınız, bir kere değil iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkardılar. Üstelik baktılar mahkemenin hakimi istedikleri şeklinde karar vermeyecek, onu sürüp başka hakim getirtip karar çıkarttılar. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var?
Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanoğlu. Ulusal irade kendilerinden yana bir karar verirse asla problem yok fakat başka türlü bir karar çıkarsa tüm arızalar başlıyor. Ulusal iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar fakat yapsınlar, nafile, nafile, nafile.
Kişilere, gruplara, vakıflara, cemaatlere, partilere, kişisel yakınlığınızın olduğu bu biçim kurumlara yakın olmayacağız dedik. İstanbullular beni bunun için seçtiler. İsraf düzenine hep beraber son verdik. Bütçemizi 16 milyon İstanbullunun emrine sunduk. Bir avuç insan beklediğini elde edemedi. Bugün bizlere yapılanların tümü işte bu yüzden. Bu bir tek israf düzenine son vermekle kalmadık. İstanbul’da insaf düzeni kurduk.
Buradaki irade, Türkiye’nin demokratik ve kuvvetli bir devlete, rahat ve varlıklı bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır. Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, ulusal iradeye biçim verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek.
“TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR DÖNEM AÇILIYOR”
Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkum edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurmuş oldukları bozuk düzeni ortadan kaldıracağız.
Rahmetli Bülent Ecevit’in sözleriyle söylersek…
“Bozuk düzen onarılır, fakat bu düzen bozuk da değil, çürümüş düzendir ve çürümüş her şey şeklinde çürüğe çıkarılmalıdır.””
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NDAN 11 MADDE: ADALET ER YA DA GEÇ GELECEK!
İmamoğlu’nun arkasından kürsüye ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geldi. CHP lideri 11 maddeyle konuşmasını özetledi.
“1 – Hakkaniyet kutup yıldız gibidir. Yerinde durağan(durgun) durur ve evren onun çevresinde döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımz adaletsizlik. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Hakkaniyet ya gelecek ya gelecek.
2- Adaleti dağıtacak şahıs hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine gore karar vermek zorundadır. Bu yapılmazsa adaletsizlik olur.
3- Adaleti dağıtacak şahıs, Saray’ın sofrasına asla oturmayacak. Şundan dolayı sofraya oturan alimin fetva yanlıştır.
4- Ulusal irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur. Egemenlik egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vuruşmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç vasıtasıyla darbe vurulmuştur.
5- Hakkaniyet bugün temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Şundan dolayı sokakta herhangi bir vatandaşa problem. Bu ülkede hakkaniyet var mı diye. Güvenli olun büyük bir kısmı bu ülkede hakkaniyet yoktur diyecek. Biz altılı masa olarak adaleti bu ülkeye ne olursa olsun fakat ne olursa olsun getireceğiz. Bugün Türkiye’de hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz.
6 – Yargıç koltuğunda yargıyı itibarsızlaştıranlar var. uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazsan, parti teşkilatından gelenler hakim koltuğuna oturdular. Hakkaniyet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.
7 – Zulmün artsın ki sav zeval bulasın. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Vekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul il başkanımız da siyasal yasak kapsamına alındı.
8- Şunu hepimiz oldukca iyi bilsin. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bizlere bir milim geri adım attırmayacaktır. Hakkaniyet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Açık ve net ifade edeyim asla kimse hiçbir güç Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz.
9 – Yollayacağız, yollayacağız. Adaletsizliği kaide haline getirenleri yollayacağız. Tüyü eksikleri olan yetimin hakkını yiyenleri yollayacağız. Ulusal iradeye darbe yapanları yollayacağız. Asla kaygı etmeyin, altılı masa emin. Bu ülkeye huzuru, bereketi, adaleti getireceğiz.
10 – Asla kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir maratondur. Maratonun sonuna geldik. 6 ay sonrasında maraton bitecek. Asla başınızı öne eğmeyin, önümüzde altı ay kaldı.
11 – Siz de haykırın. İktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz.”
BABACAN: BU HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM
Kılıçdaroğlu’dan sonrasında kürsüye gelen DEVA lideri Ali Babacan konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Biliyorum oldukca öfkelisiniz, tamamımız oldukca öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime meydana getirilen hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç evvel Canan hanıma meydana getirilen hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a meydana getirilen hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybetmiş olduğu belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum.
İsyanımızı, feryadımızı tüm İstanbul, tüm Türkiye d uysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz ya! Devlet enerjisini eline geçiren başlıyor aşağıdakilerini ezmeye, Kendi rakibini kendi sevmediklerini ezmeye, zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni sayın Erdoğan, üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor, zulmetmeyle başlıylor.
Sandık günü hep birlikte yanıtını vereceğiz inşallah. Sayılı gün acele geçer. İşte biz bu ülkede yaşanmış olan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Hakkaniyet olsun istiyloruz. Bu millet 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz’da tabanca, topla, tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş millettir. Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediplere zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömen millettir.
Bu millet yargı oyunlarıyla kendi irad esini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir. Fazlaca yakında verecektir. Biz hepimiz için hakkaniyet demek içni buradayız. Hepimiz için özgürlük demek için buradayız. Kürt, Türk, Sünni, Alevi asla fark etmez. Yaşam farkı, inansın, inanmasın farketmez, hep birlikte Türkiye’yiz.
Yıl 2002. Şu andaki iktidar 3 Y ile savaşım edeceğim diye başa gelmedi mi? 3 Y neydi? Yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla savaşım. İş döndü dolaştı 3 Y bu milletin başına çöktü. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar var mı? Ekrem İmamoğlu kardeşimizi yasaklamaya çalışan zihniyet. Kendi mücadelesini unutan aynı sıkıntıyı başkalarına yaşatan zihniyetle karşı karşıyayız.
Devlet enerjisini kullanan, süreyle ve hukukla sınırı olan olmalıdır. Üç dönem kuralı vardı. 2015’de doldu bu üç dönem. Uçaktan gelirken yok bırakmam demiyor. Yetmiyor, şu andaki iktidar partisinin kurum akitinde vardı. Süre doldu. Ne vakit ki devlet enerjisini kullanan hukuku tanımaz işte o andan itibaren güç yozlaştırması olur. 2018’den sonrasında tüm yetkiyi elinde toplayan, tek imzayla ülkeyi yöneten ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda.
Değişik fikirlerden, kimliklerden, dünyadan korkmayan Türkiye istiyoruz. Özgürce konuşan yürekli ve varlıklı Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok, biz buradayız. halkın ylanındayız, hakkın yanındayız.
Bu meydan var ya bu meydan. Yarına iyi mi bir ülke bırakacağımıza karar verecek meydan. Korku mu, ümit mu? Depresyon mu, mutluluk mu? Açlık mı, zenginlik mi? Çatışma mı, sulh mı? Baskı mı, özgürlük mü? Otokrasi mi, demokrasi mi? Birileri cevabı alsın. Iyi mi bir Türkiye’de yaşayacağımızı bu meydan ilk seçimde karar verecek.
Sözlerime son verirken, 95 milyon 1’den büyüktür, Türkiye 1’den büyüktür diyorum, hepinize saygı ve merhabalar.”
DP LİDERİ UYSAL: BU BÜYÜK ÜLKE, BU KADAR KÖTÜLÜĞÜ HAK ETMİYOR
DP lideri Gültekin Uysal’ın açıklamaları şu şekilde;
“Kalk yiğidim dağ başını duman almış. Aslan payını aslan olmayanlar almış. Aziz İstanbul, Fatih’in emaneti mukaddes kent. Aziz İstanbullular, kıymetli genel başkanlarım. Demokrasi mücadelesini yılmaz savunucuları ilk olarak hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Bir zamanı günde buradayız. Aya ilk ayak basan astronotun söylediği şeklinde ‘Benim için ufak fakat insanlık zamanı için büyük adımdır’ söylediği şeklinde. Türk milletinin zamanı yürüyüşünde mühim kilometre taşının bulunmuş olduğu noktadayız.
Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Bir büyük hüzün içerisindeyim. Milletim için, üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Gençlerim adına büyük üzüntü içerisindeyim. Evlatların geleceğini göremeyen annelerin, babaların adına üzüntü içerisindeyim.
Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Yekvücut oluyoruz, hep birlikte ‘yeter söz milletinh’ diye haykırıyoruz.
2019 senesinde aslen Türk demokrasisinin oldukca partili hayata geçmemizden itibaren darbelere, kesintilere karşın, sandıkla ilgili bir büyük münakaşa olmamış. 6 Mayıs 2019, Türk demokrasisi için bir büylük kırılmanın yaşandığı tarihtir. Demokrasisinin ana kolunun çökertildiği tarihtir. İstanbul’da milletin iradesiyle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir.
Fakat milletimiz ulusal iradenin önüne set çekilmez, duvarlar örülmez, milletin gücü, azmi, kararlılığı her daim önüne örülmüş o duvarları yıkıph atmıştır. Türk demokrasisi işte bunun tarihidir.
İşte bugün de bu bitmez kin ve garezin, İstanbul’da millete yaslanarak iktidar olanların vakit içinde devletin tahakküm eden gücü ile birlikte milletin iradesinin üstüne hakimiyetsiz kayıtsız şartsız milletindir iradesi üstüne kayıt ve koşul koymak için dün Ekrem İmamoğlu’na, İstanbul şehremenine bu cezayı verdiler.
Fakat bilsinler ki, bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur.
Bu sonucu alanları biliyoruz. Aldıranları biliyoruz. Bilmiyor muyuz, her kati bilmiş olduğu bir sır biliyoruz. Demokrasiyle, hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın isimlerine Hakkaniyet ve Kalkınma Partisi dediklerine. Adaletleri batanları oldukca olduk. Onların adaleti Deniz Feneri davalarında aslına bakarsanız batmıştı.
Buradan haykırıyorum, adaleti dizgesel bir halde bu memlekete uygulayanlara haykırıyorum, adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Yarınlarda göreceğiz, bu ülkenin kaldırım taşlarında İstanbul başta olmak suretiyle, bu kararları alanları alnı dik, başı dik şekilde dolaşamayacaklar.
Iyi mi Yassıada’da ‘sizi burayı tıkan irade bu şekilde istiyor’ diyorlarsa burada ortadaki çarpıkları ifşa edercesine hakim karar veriyor. Ara sıra bu iktidarın hukuk reformundan bahsettiğini biliyoruz. Yakınlarda bütçe görüşmelerinde TBMM’de ifade ettim, siz düzeltim yapmayın, siz organize fenalık yapmaktan vazgeçin, FETÖ’cülerinh size bıraktığı hukuksuzluk buluş etmekten vazgeçin.
İşaret fişeğini buradan yaktığımız hukuk mücadelemizin, demokrasi mücadelemizin, eninde sonunda milletin iradesiyle, tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Onların tek bir iddiası, ideali ve davaları var. Onlar bir kişinin, ailesinin ve şurekasının iktidarı ve mutluluğu için kavga veriyorlar. Oysa biz bugün ne kadar haklı, doğru olduğumuz ortaya çıkıyor. 6’lı Masa çevresinde biraraya gelmiş olanlar. Bugün burada bulunanların demokrasi diye kavgası var. Korkusuzca yaşama hürriyeti adına meselesi var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye kavgası var. Her insanın hukukundan güvenli olduğu bir Türkiye’yi oluşturmak şeklinde ideali, mücadelesi kavgası var.
Bugün buradan attığnız adımla birlikte büyük Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919’da Bandırma vapuruyla İstanbul’dan Samsun’a giderken tarihe düşmüş olduğu şeklinde kaydı not düşüyorsunuz. Kızkulesi açıklarında Bandırma vapuru aranmak istenir. Büyük Mustafa Kemal Atatürk aranmasına müsaade eder. En sonucunda bir şey bulamazlar. Bandırma vapuru usul usul Karadeniz’e açıldığında, işte bizim için de mihenk, kılavuz olan zamanı sözü nakşetmiştir: Onlar zannediyor ki, biz Anadolu’ya cephane ve tabanca götürüyoruz. Oysa bilmiyorlar ki, biz Anadolu’ya cephane ve silahtan daha mühim bir şey götürüyoruz. Anadolu’ya cesaret ve irade götürüyoruz demiştir.
Bugün buradan bir tek İstanbulumuz değil, çatlamış toprakların hasretini dindirmek için her birimiz Türkiye’nin üstüne örülen aşama aşama her gün rengi koyulaşan bu örtüyü atıp kaldırmak adına bu cesareti ve iradeyi taşımalıyız.
Tanrı’ın izniyle taşıyacağız. Gün görünmez ordularla buluşma günüdür. Bu büyük Cumhuriyetin zamanı yürüyüşle bizlere bahşettiği değerlere sahihp çıkacak. Yeter söz milletindir diyecek bu atanmış hakimlerin verdikleri kararları Tanrı’ın izniyle hep birlikte yerle bir edeceğiz.
Bugün burada bu zamanı ana şahitlik etmekten dolayı oldukca mutluyum. Bu mutluluğumu şu sözlerle tamamlamak isterim; bugün bu büyük ülkenin her birşeyini çalanlar, çaldıkları yetmedi sandığı çalmaya karar verdiler. Fakat bilsinler ki, günümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız.”
DAVUTOĞLU: BU KARARIN MİLLETİN VİCDANINDA BİR KARŞILIĞI YOKTUR
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları şu şekilde;
“İstanbul’un iki kez seçilmiş kıymetli büyükşehir belediye başkanı kıymetli başkanı kıymetli dostum sayın İmamoğlu. Kıymetli genel başkanlar hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Meselemiz sayın İmamoğlu’nun hak etmiş olduğu makamı korumak değil. İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik yarınlarını korumaktır.
Bizim meselemiz politika üstü meseledir. 6 genel başkan olarak buradayız. Değişik siyasal partilerdeyiz. Çoğumuz insan onuru, temel hak ve özgürlükler, demokratik hukuk devleti diyoruz.
Bu meydan zamanı sahnelere tanık oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için İBB binasına girdiğimde hafızamda iki görünüm canlandı. 28 Şubat şartlarında sayın Erdoğan’a benzer mahkumiyet sonucu verilmişti, ben de oradaydım. 15 Temmuz’da bu binayı korumak için çaba sarfetmek için nice yiğitler şehit oldu. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de İBB binasında hangi kıymeti savunduysam, 15 Temmuz 2016 akşamı, hangi değerleri savundaysam gene aynı değerler için buradayım ve burada olacağım.
Sakın ha, haiz olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ı yapanlar zannettiler ki kurmuş oldukları vesayet düzeni sürer. Partileri kapattılar, siyasetçileri yasakladılar, fikir özgürlüğünü, basını yok ettiler. Fakat onlar gitti fakat milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve duracak.
Güç sahiplerine şunu hatırlatıyorum; o avcunuzda tuttuğunuz güç var ya o güç, onu kaybettiğiniz için sıktığın her an kordan bir ateş şeklinde sizi yakar. Milletin vicdanına dönünüz. Dün aldığınız kararla bizlere mesajınız şuysa; İstanbul büyükşehir belediye başkanını mahkumiyet üstünden makamından alabiliyorsak, 2023 seçimlerine ipotek koyarız diyorsanız, bir tek bu meydanı dolduranlar adına değil 85 milyon adına söylüyorum, korkmadık, korkmadık, korkmayacağız. Tehditlerinize boyun eğmiyoruz, eğmeyeceğiz.
Güç sahiplerine sesleniyorum, sakın ha seçim sandığı üstünden siyaseti dizayn etmeye teşebbüs etmeyin. Bu mevzuda hiçbir söz söylememiş olan 24 saat geçmiş olmasına karşın sayın Erdoğan’a ve iktidara sesleniyorum, sakın bizlere yansız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız. Kaşıkçı, rahip Bronson davasında şerefli Türk yargısını iyi mi siyasete tutsak ettiğinizi biliyoruz.
Kıymetli yargı mensupları omuzunuzda ağır ve zamanı yük var. Alacağınız her karar bir belediye başkanını, bir siyasal genel başkanını ilgilendirmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini şekillendirecek. Hakim teminatının olmadığını, aile kaygısı taşıdığınızı biliyorum.
27 Mayıs sonrası ‘sizi buraya tıkan irade bu şekilde istiyor’ diye bazı yargı mensupları bir Başbakanı iki Bakanı idam sephasına gönderdi. 12 Mart, 12 Eylül mahkemeleri bir sağdan bir soldan diye genç fidanları idam sephasına gönderdi. FETÖ yargısı yargıyı eline alarak Türkiye’nin en kara gecesi 15 Temmuz’u yaşattı. Bakın hepsi gitti. Şerefli Türk yargısının mensupları, hiçbir siyasal talimata asla uymayın. Yargı mensuplarının aidiyeti adalettir.
Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Siyasal baskılar sebebiyle YSK başta olmak suretiyle seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz umut ederim. Baskı altına alınırlarsa onların arkasında 6 parti genel başkanı olarak dimdik duracağız.
Bir tahrik ortamı yaratılarak, kutuplaşma ortamı yaratılarak toplumsal gerilimi ortaya çıkarmaya çalışan iktidara karşı, iktidar partilerine gönül verenlere sesleniyorum, kıymetli kardeşlerim sizler vesayete karşı ulusal irade dediniz. Yaşı yetenler 21 Nisan 1998’de sayın Erdoğan’ın yanındaydılar. Sakın ha tahriklere kapılmayın. Ulusal iradeyi tutsak alanlara karşı sesinizi yükseltin.
O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı, başları öne eğildi. Kaldırsınlar kafalarını ‘biz yeni vesayetler oluşturmak için emek vermedik’ desinler sayın Erdoğan’a ve Beştepe’de oturanlar.
Kıymetli AK Parti’yi desteklenleyen seçmenler sizin kazanımlarınız temenatı demokratik devlettir, insan hak ve özgürlükleridir. 85 milyonun her vatandaşı aynı hak ve özgürlüklere haiz olacak. MHP seçmenlerine sesleniyorum, ulusal birlik, kendisi şeklinde düşünmeyen herkesi terörist duyuru etmekle korunmaz.
Ulusal hakimiyetin temeli esası, ulusal iradedir. Kim ki ulusal iradeye el uzatırsa, gerçek terörist, vatan düşmanı odur. Ulusal irade olmadan vatan korunamaz, millet birleştirilemez, devlet kuvvetli kılınamaz.
İstanbul benim en büyük hocamdır. Estetiğimizin, mimarimizin, medeniyetimizin, siyasal kültürümüzün merkezidir. Sizin iradenize ipotek koyacak olan kim olursa bir tek Gelecek Parti Genel Başbakanı, bir eski Başbakan olarak değil bir İstanbullu olarak direnecek, sayın İmamoğlu’nun haklarını korumak mevzusunda en küçük tereddüt göstermeyeceeğiz.
Gelecek kaygısı taşıyan kıymetli vatandaşlarım. Fazlaca sıkıntılı badireler atlatan milletim. Biliniz ki biz ayaktayız. Yeni bir Türkiye için yola çıktık. Cumhuriyetimizin 100 senelik, demokrasimizin 75 senelik tecrübesini bir sofrada topladık 6 parti olarak. İşçi, ziraatçi, hanım, genç, esnafımızın başı dik gezdiği bir ülke inşa etmek hedefimizdir. Hedefimiz düşüncesini açıklarken korkmadığı, inancını yaşarken korkmadığı, düşüncesini dile getirirken terörist diye suçlanmadığı Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. 6’lı Masa Türkiye’nin, milletin masasıdır. O sofrada, o 6’lı Masa’da ne var diyorlar. İşte söylüyorum; Türkiye’de iki sofra var. Birisi çıkar için birbirini yediği, her insanın birbirine çelme taktığı, marinalarına çökülen, kendi bakanlığına dezenfektan satan kurtlar sofrası var. Biz o kurtlar sofrasına karşı Hacı Bektaş Veli’nin ‘elini, gönlünü sofranı açık’ t ut diyerek Halil İbrahim sofrasını kurduk. Bu sofrada haram lokma olmayacak, yetim hakkı olmayacak, kimsenin aşı hiç kimseye haram olmayacak. Bu sofranın aşı inandığımız değerlerdir, özgürlüktür, adalettir, refahtır, eşitliktir, siyasal ahlaktır. Siyasal ahlakı egemen kılmaya geliyoruz.
Müsterih olun bu kara kışlar geçecek. Üstad Neşet Ertaş’ın deyimiyle Cumhuriyetimizin gelecek yazını kimsenin kışa çevirmesine asla izin vermeyeceğiz. Önümüzde seçim var. Bu seçim bir tek bir iktidar değişimi değil, Cumhuriyetimizin mayasının demokrasi ile taçlanacağı seçimdir. Yoksulluğa karşı insanca onurlu yaşamak düzeni seçimidir. Yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir. Bu seçim sonucunda kimse kaybetmeyecek, hiçbir cemiyet kesimi kaybetmeyecek, hep birlikte yeni ufka inançla, kararlılıkla, azimle yürüyeceğiz.
Cumartesi günü şebi aruz, vuslat. Hz. Mevlana’nın talebesiyim. Onun sözüyle bitirmek isterim; biz bu toprakları sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Biz Anadolu, Trakya sevgi tohumları ekmeye geliyoruz.
Birileri haftada bir masa dağılacak diyor. Onlar oldukca bekler oldukca. İktidara sesleniyorum. Bu masa sizin kurtlar sofrası masanız değil. Bu masa Halil İbrahim masası. Dağılmayacak. Meselemiz kimin hangi mevkiye geleceği meselesi değildir. Biz mevkilerim, makamların ardında değiliz. Meselemiz Türkiye’nin geleceğini, gençlerin terk etmeyi düşünmeyeceği yeni ülkeyi inşa etmektir.
Önümüzdeki ilk toplantımızda geçiş sürecinin yol haritası ve ortak siyaset hedeflerimizi açıklayacağız. Müsterih olun, yeni bir Türkiye yeni bir yüzyılla gelecek. Tanrı’a emanet olun.”
AKŞENER: GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER. GELDİKLERİ GİBİ SİZİN İRADENİZLE GİDECEKLER
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamaları şu şekilde;
“Ilk olarak aziz milletim, aziz İstanbullular, oldukca kıymetli genel başkanlar, hanımefendiler, beyefendiler, kalbimiz herşeyimiz gençler. Bu atkının öyküsünü sizinle paylaşmak isterim. Dün buradan ayrıldık, giderken genç kızımız adı Kıymet Doğan’dı. Arabamın camını çaldı, boynundan çıkardı, ‘Ekrem başkanıma vereceksin Meral abla, ona yakarma edeceğiz’ dedi. Bu atkı Kıymet’in atkısı, kalbinden dualar eden, haksızlığı lanetleyen gencecik kızımızın atkısı. Biliyorum ki Ekrem Başkan onu bir emanet şeklinde saklayacaktır.
Yüzyıl ilkin olduğu şeklinde bugün de, egemenli kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Saraçhane’de. Fakat yüzyıl ilkin verilen kararın, ilkenin, iradenin temsilcileri hanımefendiler, erkekler, gençler, yaşlılar burada. İstanbul’dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapanmış olduğu anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane’deyiz.
Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki, saray sizinse Saraçhane bizimdir.
Diyorsunuz ki; zulüm sizinse, haksızlık sizinse sandık bizimdir, sandık bizimdir. 16 milyon İstanbul’un iradesi burada. Millet burada, milletin sesi, demokrasi, irade burada. Milletin iradesi burada. Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki, yaşasın özgürlük, kahrolsun istibdat.
Bu sese kulaklarını kapasalar da size, bizlere terörist deseler de, haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da, cezalandırsalar da bu irade, bu ses, bu yürek, bu cesaret, bu demorkrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki, 16 milyon İstanbullunun haricinde 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında bulunduğunu burada Saraçhane’den görüyorum.
Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde asla sürmez. Geldikleri şeklinde giderler. Geldikleri şeklinde gittiler. Geldikleri şeklinde sizin iradenizle gidecekler. Tanrı’a emanet olun, saygılar sunuyorum. Demokrasi bizimdir, sandık bizimdir ve bu irade normal olarak ki bizimdir.”
“16 MİLYONUN İRADESİNE SAHİP ÇIKIYORUZ”
Öte taraftan CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan Saraçhane’deki buluşma öncesi bir paylaşım geldi. CHP lideri “Millet İttifakı olarak 16 milyon İstanbullunun iradesine sahiplenmek için Saraçhane’deyiz! Bizim mücadelemiz hakkaniyet mücadelesidir…” ifadelerine yer verdi.
6’LI MASADAN BİR LİDER SARAÇHANE’YE GELMEDİ
İstanbul Saraçhane’deki mitingde 6’lı masa ‘sıhhat’ firesi verdi. Mutluluk Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu mitinge sıhhat nedenleriyle mitinge katılamadığını deklare etti. Temel Karamollaoğlu daha evvelinde ayarlanan bir hastane randevusu olduğundan alanda olamaycağını belirtip şu twiti attı:
DÜN NELER YAŞANDI?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret etmiş olduğu sebebi öne sürülerek oluşturulan davada karar açıklandı. İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.
‘SİYASİ YASAK’ KARARI
Mahkeme, İmamoğlu’nun, siyasal yasak içeren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinde belirtilen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına da karar verdi.
Kartal Adliyesi’ndeki duruşmaya katılmayan İmamoğlu, Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımda, “Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye çağrı ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kararın açıklanmasının arkasından hem siyasal liderler ve belediye başkanları, hem de halk Saraçhane’ki İBB önünde toplandı.
Akşam saatlerinde İmamoğlu ve Akşener, birer konuşma yapmış oldu.
İMAMOĞLU: MÜCADELEMİZ DAHA GÜÇLÜ BAŞLIYOR
İmamoğlu yapmış olduğu açıklamada “Halkın verdiği yetkisi bir avuç insan alamaz. Mücadelemiz daha kuvvetli başlıyor Tanrı’ın izniyle” ifadelerini kullanırken, İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde okumuş olduğu şiir sebebiyle hapse atılmasını hatırlattı.
AKŞENER: ‘BU ŞARKI BURADA BİTMEZ’
Akşener “Biz gereğini yaparız. O büyükşehir belediye başkanı, buradan sizlere seslenip, İstanbulluya seslenip, ‘Bu şarkı burada bitmez’ dedi. Doğrudur. O şarkı orada bitmedi. Bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum ‘Bu şarkı da burada bitmeyecek” şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU, ALMANYA ZİYARETİNİ YARIDA KESTİ
Almanya’da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaretini yarıda kesip Türkiye’ye döndü, İmamoğlu’nu ziyaret etti.
İMAMOĞLU VE AKŞENER’DEN PAYLAŞIM
Ekrem İmamoğlu, toplumsal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Millet, iradesine sahiplendi. Bugün Saraçhane’de bu iradeye sahiplenen kıymetli liderlerimize, vekillerimize, belediye başkanlarımıza ve bizi hiçbir vakit yalnız bırakmayan İstanbullulara teşekkürler. Hiçbir yargı oyunu, hiçbir engelleme çabası bizi yolumuzdan döndüremez.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise, İmamoğlu’nun twitini alıntılayarak şu mesajı paylaştı:
“İstibdatın karşısında 85 milyon senin yanında.”
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
rn
","author":{"@type":"Person","name":"editor","url":"https://www.habergonder.com/author/editor/"},"articleSection":["Siyaset"],"image":{"@type":"ImageObject","url":"https://www.habergonder.com/wp-content/uploads/2022/12/16183019-700x400.jpg","width":700,"height":400},"publisher":{"@type":"Organization","name":"","url":"https://www.habergonder.com","logo":{"@type":"ImageObject","url":""},"sameAs":["https://www.facebook.com/jegtheme/","https://twitter.com/jegtheme","#","#"]}}