İclal Aydın’ın satış rekorları kıran aynı adlı romanından uyarlanan ‘Üç Kız Kardeş’in Sadık’ı Kurtulma Özcan, seti ve yaşamını söyledi.
Şu sıralar vizyonun en sevilen dizilerinden ‘Üç Kız Kardeş’in
Sadık’ı Kurtulma Özcan, TRT 2’de Hülya Koçyiğit’in sunmuş olduğu ‘Film Şeklinde
Hayatlar’ programına konuk oldu. Rüya isminde bir kızı ve Rüzgar isminde bir
oğlu olan 57 yaşındaki oyuncu, “Hayatım çocuklarımdan sonrasında başladı”
dedi.
Son dizisi hakkında konuşan, Kurtulma Özcan oldukça sevmiş olarak çalmış olduğu bir sette bulunduğunu söylemiş oldu:
“Doğurganlık işe yarıyor”
“Ben hanım enerjisine oldukça inanıyorum. Tamamen hanım ağırlıklı bir setteyiz. Hanım yazar, hanım yapımcı, hanım yönetmen ve başarıda o doğurganlık oldukça iyi işe yarıyor. Bu sebeple hem oldukça bağışlayıcı hem de yaşama dönük ve sevgiyle yaklaşıyor hepimiz birbirine. O da seyirciye sirayet ediyor.”
Baba olmakla ilgili samimi
açıklamalarda da bulunan meşhur oyuncu, evlatlarından sonraki yaşamını da şu sözlerle söyledi:
“Oldukca mutluyum”
“Galiba ‘Hayatım çocuğumdan sonrasında başladı’ diyebilirim. Daha çok mesuliyet var hayatımda. Şükretme duygusunu oldukça geç, askerde keşfettim maalesef. Ve çocuklarım olduktan sonrasında o duygu üç katına çıktı. Yapmak istediğim şeyleri daha oldukça halletmeye başladım. Babam hep ‘Doğru işinizi ve oldukça sevdiğiniz eşinizi bulun. İkisini de oldukça sevin ve o süre, dönemin iyi mi geçtiğini anlamazsınız. Buna da mutluluk diyorlar’ derdi. Sağ olsun eşim beni bu hayale inandırmıştı ve o hayalle beraber de çocuklarımız olduktan sonrasında yepyeni bir yaşam oldu. Aslına bakarsak ikimiz için de tekrardan başladı her şey. Hayatta yapabildiğimiz tek bir üretim galiba o. Ondan sonrası, onlar için onlara adanan bir yol. O yüzden oldukça mutluyum”
Dünya oldukça güzel bir yere gidiyor
Biz torunlarımızın dünyasını yaşıyoruz ve onlar bu dünyada daha güzel şeyler meydana getirecek. Dünyanın oldukça süratli koştuğunu düşünüyorum ve onların dünyayı daha güzel bir yere evireceklerini düşünüyorum. Bu sebeple onlar oldukça süratli öğreniyorlar, oldukça hızlılar ve oldukça süratli tüketiyorlar ve inanmıyorlar. Bizim barınak olarak gördüğümüz kendi içimizde barındığımız ya da kendi konfor alanımızda özgür hissettiğimiz şeyleri özgürlük olarak görmüyorlar. Dünyanın toptan bir özgürlüğe ihtiyacı bulunduğunu biliyorlar ve sanat içerikli anlamda da bir sürü şey yapıyorlar. Bu dizi yardımıyla oldukça fazla ülkeye gidebiliyorum. Gittiğim tüm festivallerde o genç enerjiyi görünce, ‘Bu dünya oldukça güzel bir yere gidiyor’ diyorum”