AA
Kahramanmaraş merkezli depremlerden en oldukça etkilenen illerden biri de Hatay olmuştu.
Kentte, 24 Mart’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafınca temeli atılan 300 yataklı Defne Devlet Hastanesi, 21 Mayıs’tan bu yana sıhhat hizmetini kesintisiz sürdürüyor.
Hekimlerden Defne Devlet Hastanesi’ne ‘tam not’
22 poliklinikte sıhhat hizmetinin verildiği hastanede doktorlar da zelzele sonrası kurulan çadır yada konteyner sıhhat merkezlerinden sonrasında rahat bir emek verme ortamına kavuştu. Çağdaş tıbba uygun cihazlarla donatılan hastane, hekimlerden de “tam not” aldı.
İl Sıhhat Müdürü Tunga Barçın, AA muhabirine, her ana branşta poliklinik hizmeti sunduklarını söylemiş oldu.
“Tam donanımlı, teşekküllü, çağıl tıbba uygun cihazlarla hastaları sınamak bir doktor için inanılmaz keyif”
Hastane ekibinin hasta sağlığı için canla başla çalıştığını belirten Barçın, şu şekilde devam etti:
“Ben enfeksiyon uzmanıyım, bu şekilde bir hastanede çalışmak bir doktor için hakkaten de oldukça keyifli. Her türlü işlemi yapabiliyorsunuz. Tam donanımlı, teşekküllü, çağıl tıbba uygun cihazlarla hastaları sınamak bir doktor için inanılmaz keyif. Ikimiz de devamlı sıhhat çalışanı ekip arkadaşlarımızla durumları istişare ediyoruz. Hepsinin hazzı yerinde, mutlu.”
“Sıhhat personelimiz burada çalışmaktan oldukça memnun”
Defne Devlet Hastanesi Başhekimi İmadettin Alpay Özkaya da hastanede çalışmaktan mutlu bulunduğunu aktardı.
Hekimlerin
ve tüm hastane mensubunun de aynı şekilde iş ortamından memnun
bulunduğunu belirten Özkaya, “Sahra şartlarında da çadırda da çalıştım.
Şimdi burada klimalı, rahat ve nezih bir ortam var. Doğal ki hem
idareciler hem doktor arkadaşlarımız hem de destek sıhhat personelimiz
bu şekilde bir ortamda çalışmaktan oldukça daha memnun.” dedi.
“Buradaki şartlarımız daha iyi”
Hastanenin
Kardiyoloji Uzmanı Sulh Kavvasoğlu ise kendisinin de Hataylı bulunduğunu,
depreme kadar Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesinde vazife yaptığını
söyledi.
Depremden sonrasında da atama istemeyip hemşehrilerine sıhhat hizmeti vermek için memleketinde kaldığını belirten Kavvasoğlu şu şekilde konuştu:
“Depremde çalıştığım hastane ziyan oldu. Depremden derhal sonrasında da Sıhhat Bakanlığının UMKE ekipleri geldi ve orada bir çadır hastane kuruldu. Biz de orada vazife halletmeye çalıştık, şartlar ve imkanlar buradaki hastaneye gore kısıtlıydı fakat oldukça şükür buraya ulaştıktan sonra buradaki şartlarımız oldukça iyi.”
“Bu hastane, hastalar için bir ümit deposu oldu”
Kavvasoğlu, muayeneye gelen kalp hastalarına en iyi şekilde hizmet vermeye çaba ettiğini söylemiş oldu.
Hastanede ilk hafta olmasına karşın oldukça fazla hasta yoğunluğu yaşandığını aktaran Kavvasoğlu, şu şekilde konuştu:
“İlk gün 72, ikinci gün 83 hasta, üçüncü gün 103 hasta baktık. Peyderpey hasta sayımız artıyor, bu da hasta memnuniyetini gösteriyor. Bu hastane, hastalar için bir ümit deposu oldu, bu durum da burada bir şeylerin bitmediğini bizlere gösterdi. Bu kadar kısa sürede bu şekilde devasa bir hastanenin hizmete girmesi bir Hataylı olarak benim için de akrabalarım için de hastalarım için de ümit deposu oldu.”
“Buradaki cihazlar oldukça daha üstün ve çağıl, Tanrı devletimizden razı olsun.”
Hastanenin Hanım Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Cafer Miçooğulları da zelzele sonrası zor şartlarda hekimlik yaptığını söyledi.
Şimdi
ise daha konforlu ortamda hastalarını muayene edebildiğini dile getiren
Miçooğulları, “Ilkin sahra hastanesinde hemen sonra da konteynerlerde
çalıştık, şimdi ise tam teşekküllü Defne Devlet Hastanesine taşındık.
Buradaki cihazlar açıkçası eski çalıştığım Hatay Eğitim ve Araştırma
Hastanesinden oldukça daha üstün ve çağıl, Tanrı devletimizden razı olsun.”
diye konuştu.
Miçooğulları, hastalardan da pozitif dönüşler aldıklarını belirterek
onların memnuniyetinin kendilerini de memnun ettiğini aktardı.
Hastanenin data işlem mensubu Hüseyin Köksal da Defne Devlet Hastanesinde çalışmaktan mutlu bulunduğunu belirtti.
Emek verme
ortamlarının daha güvenli ve nezih bulunduğunu kaydeden Köksal,
“Hastanemizin altyapı olsun emek verme ortamı olsun her şey yolunda, hiçbir
sıkıntımız yok.” dedi.
