8 yıl ilkin dağa kaçırılan oğlu için eyleme katılan gözü yaşlı anne oğluna seslenerek, “Kendi kendime diyorum ben oğlumu onlara iyi mi kaptırdım. Onların yanında olmanı sana yakıştıramıyorum.” dedi.
Diyarbakırlı ailelerin evlat nöbeti kararlılıkla deavam ediyor…
3 Eylül 2019 tarihinde, evlatlarının PKK terör örgütünce dağa kaçırıldığını iddia edilen aileler direnişin birçok anne ve babaya ümit oldu.
HDP il binası önündeki çadırda bir araya gelen aileler, hava şartlarına karşın mücadelelerini sürdürüyor.
Aile sayısı 337’ye ulaştı
Bin 194 gündür devam eden eylemde, 39 aile evladına kavuştu.
Öte taraftan 2 ailenin daha katılımıyla eylemdeki aile sayısı 337’ye terfi etti.
İHA’nın aktarımına gore; evladı Ramazan Üçdağ’ın 1 Haziran 2015 senesinde terör örgütü PKK’nın pençesine takıldığını ileri devam eden anne Mevlüde Üçdağ, çocuğunun fotoğrafını karşısına alıp ‘teslim ol’ çağrısında bulunurken gözyaşlarına hakim olamadı.
“Oğlumun en büyük imgesel hafız olmaktı”
Oğlunun HDP’nin vesilesiyle PKK terör örgütüne teslim edildiğini söyleyen gözü yaşlı anne, “8 senedir evladımdan ayrıyım. Oğlum HDP’nin vesilesiyle PKK’ya teslim edildi. HDP ve PKK’nın bana bu acıyı çektirmeye hiçbir hakkı yok. Çocuğum gittiğinden bu yana dertlerimi içime ata ata sağlığımı kaybettim. Her şeyimden oldum. Oğlumun en büyük imgesel hafız olmaktı. Fakat maalesef HDP bırakmadı. Ne çocuğumun hayalini ne de benim hayalimi bırakmadı. Hayallerimiz hiçbir şekilde gerçekleşmedi.” dedi.
Evlat nöbeti bin 194’üncü günde VİDEO
“8 senedir ben ilacımı kaybetmişim”
Evlat hasretinden hasta bulunduğunu belirten Üçdağ, “Oğlum ne olursun gel. Bunu iyi bil, annen o denli hasta ki fırsatı varken dön beni görmeye gel. Aden annelerin ayakları altında. Cennetin şu an yaşıyor. Bir yerde fırsatını bulduğun an kaç teslim ol. Onların propagandalarına inanma. Ben seni o şekilde bir özledim ki, her aklıma düştükçe içim paramparça oluyor. Ne süre doktora gitsem tabip bana ilacın yok diyor. Ben de diyorum tabip bey ben ilacımı kaybetmişim. 8 senedir ben ilacımı kaybetmişim. Evlat acısının tarifi olması imkansız. Ben babamı da kaybettim fakat hiçbir şey ciğer acısı kadar olması imkansız. Kimsenin hakkı yoktur bizlere bu acıyı çektirmeye.” ifadelerinde bulunmuş oldu.
“Onların yanında olmanı sana yakıştıramıyorum”
Oğlu teslim olursa evinin şenleneceğini söyleyen Anne Üçdağ, “Oğlum gel, geri kalan yaşamını annen ve babanla geçir. Sensiz o eve gitmek istemiyorum. O evden devamlı kaçmak isterim. Eve gittiğimde o ev üstüme çöküyor. Kendimi sanki yıkıntı altında hissediyorum. Ne olursun artık yeter. Sadece sen gelirsen sağlığıma kavuşurum. Oğlum benim evim senle şenlenir. Başımı ne süre yastığıma koysam gözyaşlarımla sırılsıklam oluyor. Kendi kendime diyorum ben oğlumu onlara iyi mi kaptırdım. Onların yanında olmanı sana yakıştıramıyorum. Onların evlatları nerede sen neredesin oğlum.” dedi.