Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde atılan adımların Filistin davasına desteğini azaltmayacağını söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı resmi törenle karşıladı.
Törenin arkasından ikili ve heyetler arası görüşmeler yapılmış oldu.
Görüşmelerin ardınan iki önder kameraların karşısına geçti.
Burada konuşan Erdoğan’ın Türkiye’nin Filistin’e desteğini net bir üslupla tekrarladı.
Erdoğan, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde atılan adımların Filistin davasına desteğini azaltmayacağını söylemiş oldu.
İki devletli çözüm
Erdoğan, “Filistin davasına desteğimizi en kuvvetli şekilde sürdürüyoruz. Türkiye iki devletli çözüm vizyonunu her platformda savunmaktadır. Gazze’de yaşanmış olan sivil can kayıplarına ilişkin tepkilerimizi açık ve net şekilde ortaya koyduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan net Filistin mesajı VİDEO
“Filistin davasına desteğimizi hiçbir şekilde azaltmayacaktır”
Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın statüsüne değiştirilmesine matuf eylemleri hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu hususta duyarlılık ve beklentilerimizi İsrailli muhataplarımıza en açık şekilde direkt aktardık, aktarıyoruz.
İsrail ile ilişkilerimizde atılan adımlar Filistin davasına desteğimizi hiçbir şekilde azaltmayacaktır.
Aksine Filistin meselesinin çözülmesine katkı sağlayacağını Filistinli kardeşlerimiz de ifade ediyorlar.” dedi.
“Türkiye Filistin’e desteğe devam ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuışmasından satır başları şu şekilde:
“Filistin Başbakanı Konya’da düzenlenen İslami Dayanışma Oyunları’na katılmıştı. 1 gümüş ve 2 bronz madalya kazanan Filistinli kardeşlerimizi kutlama ediyorum.
Bugün sayın Başkan ve heyetiyle Türkiye-Filistin ilişkilerini daha da güçlendirmesi için atabilecek adımları ele aldık.
Mühim belgesel mevzularda da görüş alışverişinde bulunduk. Filistin’in ülkemizin ve halkımızın gönlünde daima müstesna yeri vardır.
TİKA, Türk Kızılay ve Türk sivil cemiyet müesseselerinin insani ve kalkınma yardımları devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle besin güvenliğimiz için uygulamaya koyduğumuz bazı kısıtlamalara Filistin’i dahil etmedik.
“Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz”
Cenin Özgür Endüstri Bölgesi projesi TOBB tarafınca yürütülüyor. Haziran ayında TOBB heyetimiz Filistin’i ziyaret ederek lüzumlu araştırmalarda bulunmuş oldu. Kudüs Üniversitesi Kız Yurdu inşaatı da bu yaz TİKA’nın destekleriyle tamamlanıp Maarif Vakfımızca devralındı.Bu yurda merhum annemin adının verilmesinden son aşama mütehassıs oldum.
Türkiye olarak bu yöndeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sanat ve kültür alanında Filistin kurumlarını desteklemeye devam edeceğiz. Filistin Gençlik Orkestrası temmuz ayında eşimin himayesinde bir konser verdi.
Filistinli kardeşlerimizin yurt dışı seyahatlerinde Türkiye’yi tercih etmesinden kıvanç duyuyorum. Ikimiz de Filistin’e yönelik turizmi teşvik ediyoruz.
1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulmasının bölgemizin sulh ve istikrarı için yoksulluk bulunduğunun altını bir kez daha çiziyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasından sözü alan Filistin lideri Abbas, şu ifadeleri kullandı:
“Teşekkür ediyorum sayın Cumhurbaşkanı. Kardeşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanrı sizleri korusun. Sizlerle tekrardan bir araya gelmiş olmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. İş birliği ve kardeşlik ilişkilerimizi ele alma fırsatını buldum.
Hepimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya geldiğimizde, bir edinim ve hikmet sahibi şahsiyetle bir araya geldiğimizde, dostane ve kardeşane şekilde meseleleri ele alma fırsatı bulmaktayız.
“Türkiye Filistin’in yanında”
Türkiye’nin de dünya besin güvenliği bağlamındaki rolünü görüşme fırsatı bulmakta, dünyanın zor şartlardan geçmiş olduğu dönemde Türkiye’nin istikrar sağlama çabalarını müşahede etme fırsatı bulmaktayız. İki kardeş ülke içinde ilişkilerimizin geleceğini konuşma fırsatını bulduk.
Burada sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Filistin halkının yanında durması ve değişmez tutumundan dolayı en içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarının her alanda Filistin halkının ve devletinin yanında yer aldığını ve internasyonal arenada desteklediğini bilmekteyiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Filistin’in karşı karşıya kalmış olduğu son dönemdeki zorluklarla ilgili detayları aktardım. Halkımıza, topraklarımıza, kutsallarımıza karşı devam eden İsrail işgal devleti saldırıları karşısında kayıtsız kalmayacağımızı vurguladım. Internasyonal hukuka ve imzalanan anlaşmalara bağlı kalmış olarak savaşım edeceğimizin altını çizdim. Filistin’de evlerin, okulların yıkılmasına karşı olduğumuzu vurguladım.
Tutsaklarımızın özgür bırakılması, şehitlerimizin cenazelerinin teslim edilmesi beklentilerimiz arasındadır. İsrail şehitlerimizi vermeyerek kimi cezalandırıyor? Şehitleri mi, ailelerini mi? Doğu Kudüs’e meydana getirilen saldırılar, müslüman ve hristiyanlara ilişkin mukaddes bölgelere meydana getirilen saldırılar. Okullara da saldırılar var, bunu kabul etmek mümkün değildir.
“Filistin’in daha çok dayanacak gücü kalmadı”
İsrail işgal yönetimi yerleşim bölgeleri, şehirler, köyler ve Filistin kamplarına tertipli şekilde her tür saldırıyı yapmaktadır. Dernekler, insan hakları kuruluşlarına dahi saldırıda bulunmakta ve buraların terör yuvası bulunduğunu iddia etmektedirler.
Burada vakit daha çok geçmeden bu saldırılar durmalıdır. Artık daha çok dayanacak gücümüz yok diyebilirim. Güvenlik ve sulh tamamiyle iki devletli çözümün baltalanması yönündeki çaba ve çabaların durdurulmasıyla mümkündür.
“Durumun daha da kötüye gitmemesi için…”
Böylelikle 1967 sınırları içinde iki devletli çözüm mümkündür. Fakat de facto uygulanarak tek devlet çabası bu girişim güvenlik ve istikrara hizmet etmeyecek, gelecek için büyük tehditler oluşturacaktır.
Durumun daha da kötüye gitmemesi için İsrail ile aramızda bu probleminin daha büyük problemlere sebep olmaması adına biz internasyonal güvenlik güvenlik konseyi ve BM kuruluşlarına rücu ederek iki devletli çözümü desteklemeleri talebinde bulunmaktayız.
“Barışçıl direniş yolu”
İki devletli çözüm mühim. Burada mühim olan ülkelerle temasa geçeceğiz. “İki devletli çözümü destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz” meselesini gündeme getirmek.
Gayemiz başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini kurulmasını sağlamak olacaktır. BM Genel Kurulu’nun 149.sayılı kararının uygulanarak Filistinli sığınmacılar mevzusunun da sonuca ulaştırılmasını arzulamaktayız.
Her türlü yol kapanırsa biz gene meşru barışçıl direniş hakkımıza bağlı kalacağız, her türlü terör ve şiddete bölgemizde ve dünyada karşı çıkmaktayız. Hepimiz suçlu ve terörist olmayacağız. Hepimiz her iki devletli çözüm seçeneğine bağlı kalacağız, tüm vatanlarında aynı şekilde Filistin devletini tanıması mevzusunda çabalarımızı yoğunlaştıracağız. BM’de tam üyeliği elde etmek arzusu içerisindeyiz.
“Kilit role haiz olan tek ülke Türkiye”
Geçtiğimiz yıllarda gözlemci üyelik statüsüne haiz oldu Filistin. Burada kilit role haiz olan tek ülke Türkiye idi. Bundan dolayıdır ki biz bu bağlamda geniş çerçeveli istişarelerimize devam etmekteyiz, güvenlik konseyi ve genel kurulda temaslarımız yoğun şekilde devam edecek.
BM Genel Sekreteri’nin kongrenin düzenleme edilmesi için bir çağrıda bulunur diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı yakın ilgi ve misafirperverlikten dolayı teşekkür etmek isterim. Türkiye ve Türkiye hükümetinin Filistin’e desteğinden dolayı mutluluğumu vurgulamak isterim.”